Dışarıdan baktığımızda, bazı kişilerin işlevsiz, sıkıcı, ya da doyurucu olmayan bir ilişkide devam etmesi bize anlamsız görünür ama gene de pek çok kişi anlamsız olmasına rağmen bu ilişkilere devam eder.
Dışarıdan bakınca yargılamak kolaydır. Bir arkadaşınızın ya da bir aile bireyinin neden kötü bir ilişkiyi devam ettirdiğini sorgularız devamlı. Veya kendinizi bağımlı bir ilişkide kaldığınız için yargılıyoruz. İlişkide ki bağımlılığın kökü çocukluğa kadar giden işlevsiz bir ilişki dinamiğidir.
Güçlü Sevgi
Sevgi çok güçlü bir duygudur. Kötü davranıldığında bile güçlü sevgi ve kaygı hisleri sürebilir. Bir bağ kurulduğunda onu kopartmak zordur. Ne yazık ki ilişkide bağımlı olanlar zaman içinde kötü davranmanın bir ilişkide normal olduğuna inanır hale gelirler. Bu kişiler aynı zamanda sevgiyi fedakarlık olarak görürler. Sevgilerini, eşlerine hizmet ederek ve kendi ihtiyaçlarından ve fikirlerinden fedakarlık ederek gösterirler. Bağımlı İlişkilerde kişilerin eşlerinin yanında kalıp onlara bakım göstermezlerse başlarına ne geleceği konusunda endişeleri vardır. İlişkide bağımlı olanlar suçluluk duygusundan ya da öfkeden sürekli olarak kurtarıcı olurlar. Sürekli destek verirler. Sevgi ve endişe de onları kalıp yardım etmeye motive eder.
Değişiklik Beklentisi
Umut çok güçlü bir teşvik edicidir. İlişkide bağımlı olanlar kendilerini eşlerini düzeltmek ve iyileştirmek için çabalamaya adarlar. Yatırım yaptıktan sonra pes etmek zordur! İyi dönemler umudu canlı kılar. İlişkide bağımlı olanlar karşılarında ki kişinin değişeceği umudunu hiç yitirmedikleri için kalırlar. İlişkide bağımlı olanlar için değişmek, terk etmek ve sınır koymak pes etmek gibidir.
Suçluluk Duygusu
İlişkide bağımlı olanlar için suçluluk bir teşvik edicidir çünkü onlar insanları hoşnut eden kişilerdir. Çatışmadan, uyuşmazlıklardan ya da başkalarını gücendirmekten kaçınmak için aşırı derecede çaba harcarlar. Suçluluk bir şeyleri yanlış yapıyorsun hissidir ve bu hoşnut-ediciler için son derece rahatsız edicidir. Bu suçluluk hissi sınır koymaya çalıştıklarına ya da eşlerini sorumlu tuttuklarında sıkça ortaya çıkar. İlişkide bağımlı olanlar için eşinin yanında kalmak “doğru” bir davranıştır ve terk etmeyi akıllarından bile geçirdiklerinde kötü hissederler.İlişkide bağımlı olanlar ayrıldıkları zaman suçluluk duyar ve ilişkiyi dağıttıkları için yanlış yönlenmiş bir sorumluluk edinirler.
Özgüven Eksikliği
Kişinin yetişme tarzı özgüven geliştirmesine engel olmuştur. Bunun sonucunda, ilişkide bağımlı kişiler kötü muamele görmeyi hak ettiklerine inanır ve değişip daha özgür olma gücünü kendilerinde bulamazlar. Eş bağımlılar bana hiçbir zaman sağlıklı ilişki modelleri olmadığını söylerler. Dolayısıyla her ne kadar eş bağımlı bir ilişkide mutsuz olsalar da ilişkinin bu şekilde sürmesinin normal olup olmadığını bilemezler. Bir yandan da tatminkâr ve saygılı bir ilişkinin gerçekten mümkün olup olmadığını merak ederler.
Değersizlik Hissi
İlişkide bağımlı olanlar değersiz, beceriksiz, kötü (ve büyük ihtimalle çok daha beteri) oldukları hissederler. Sonuç olarak reddedilmekten ve yalnız kalmaktan korkarlar. Korku düşük öz-saygıyla birleştiğinde, başka kimsenin onları sevmeyeceği ya da istemeyeceği düşüncesine iter. Korku öyle güçlüdür ki, ilişkide bağımlı olanlar işlevsiz ilişkilerinin yalnız kalmaktan “daha iyi” olduğunu düşünebilirler.
Bağımlılık
İlişkide bağımlı olan kişiler para ya da yaşayacak yer açısından eşlerine bağımlı olabilirler. Madde bağımlısı ya da istismarcının dayanaklarından biri de eşinin korkusu ve düşük öz-saygısıdır. Onu tek başına yaşayamayacağına ikna etmektir.
Comentarios